Alıntı Yazılar
28 Haziran 2015 - 0 yorum
Kureyş ulularının değişmez gündemiydi Kur’ân. Ne olduğunu, nasıl engellenebileceğini sorarlardı birbirlerine. Kabe, Zemzem ve Haceru’l-esved’in tercihlerini İslâm’dan yana koymaları, derin bir hüzne sevk etmişti Onları. Hubel, Menat ve bir de eskilerin masalları kalmıştı yanlarında. Kur’an nidaları yüreklerde dalgalandıkça atalarının dinleri, direkleri...
19 Haziran 2015 - 0 yorum
Günlük anlamına gelen ve Farsçadan dilimize geçmiş olan oruç kelimesinin Arapça karşılığı savm'dır. Kur'ân ayetlerinde savm/sıyam kelimeleri şu şekilde geçer:
1. ...
6 Haziran 2015 - 0 yorum
Kur’ân, insan için inmiş bir kitaptır. O, insanı donatmak, onun gönlünü, beynini, söz ve davranışlarını inşa etmek için gelmiştir. Bu yüzden Kur’ân, insanın önce gönlüne ve beynine hitap eder. Onun his ve duygularını harekete geçirir, aklını yatkınlaştırır ve doğru düşünmeye...
6 Haziran 2015 - 0 yorum
“–Efendim, büyüklerimize hizmet, bizim vazifemizdir.” diyerek ısrar eder. Ahmed bin Hanbel Hazretleri ise bu söze, şu hikmetli ifâdeyle mukâbelede bulunur:
“–Biz kendimizi çantası taşınacak büyüklerden bilirsek, bu kibir olur; küçüklerden biri olduğumuzun delilini teşkil eder. Bu sebeple, bizi büyüklerden bilmek, size...
9 Mayıs 2015 - 0 yorum
Kelime-i şehâdet, bir çadırın ortasındaki ana direk gibidir. Bu ana direk olmazsa, çadır aslâ ayakta duramaz. Yâni hiçbir güzel amel Allâh katında bir semere hâsıl etmez.
İbâdetlerin muayyen zamanları vardır. Îmânın ise zamanı yoktur. Dâimîlik ve canlılık ister. Aksi hâlde basit...
9 Mayıs 2015 - 0 yorum
Fedâkârlık, kâmil mü’minlerin şiârıdır. Kulu Rabbine yaklaştıran en müstesnâ insanlık cevheridir. Sevginin en hassas ölçüsüdür. Diğer bir ifâdeyle, sevginin kantarı fedâkârlıktır.
Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
“Kişi sevdiğiyle beraberdir.” buyurmuştur. (Buhârî, Edeb, 96)
Fakat muhabbetin kantarı fedakârlıktır. Allah Rasûlüʼnü gerçekten seviyor ve...
9 Mayıs 2015 - 0 yorum
“Beş çeşit karanlık ve bunların mukâbili beş çeşit de aydınlık vardır:
Dünyâ sevgisi bir karanlıktır; ışığı takvâdır.
Günâh bir karanlıktır; ışığı tevbedir.
Kabir bir karanlıktır; ışığı « لٰا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ مُحَمَّدُ الرَّسُولُ اللهْ » zikrine devamdır.
Âhıret karanlıktır; ışığı amel-i sâlihlerdir.
Sırat köprüsü...
9 Mayıs 2015 - 0 yorum
Altınoluk: Şöyle bir kanaat dillendiriliyor; “Müslümanlar eskiden fakirlik imtihanından geçerdi, şimdi ise zenginlik testinden geçiyor. Bu kanaati nasıl değerlendiriyorsunuz? Zenginlik günah mıdır?
Rasûlullah Efendimiz buyurur:
“…Allâh’a yemin ederim ki, sizler için fakirlikten korkmuyorum. Fakat ben, sizden öncekilerin önüne serildiği gibi dünyanın sizin...
9 Mayıs 2015 - 0 yorum
Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- buyuruyorlar: “Beş gece vardır ki, o gecelerde edilen duâlar geri çevrilmez:
1- Receb’in ilk Cuma gecesi (Regâib gecesi)
2- Şaban’ın on beşinci gecesi (Berâat gecesi)
3- Perşembe’yi Cuma’ya bağlayan gece (Cum’a gecesi)
4- Ramazan Bayramı gecesi
5- Kurban Bayramı...
9 Mayıs 2015 - 0 yorum
Tesettür kavramı konuşulduğunda, insanlarda oluşan ilk algı “kadın tesettürü” oluyor. Erkeklerin tesettürü söz konusu olduğunda ise “erkeğin tesettürü, göz kapaklarıdır” gibi bir kolaycılığa kaçılıyor. Peki İslam’da erkeklere tesettür emri var mıdır? Varsa ölçüsü nedir?
Tesettür, “avreti kapatmak/örtmek” demektir. Kadının da avreti...
9 Mayıs 2015 - 0 yorum
Kur’ân-ı Kerîm, ilâhî kitapların «hıtâmuhû misk» kabîlinden hepsini şâmil ve en mükemmelidir.
Semâvî kitapların en büyük husûsiyeti hiç şüphesiz ilâhî vahye istinâd etmeleridir. Ancak bugün bu vasıf sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsus husûsiyet olarak karşımıza çıkar. Zîrâ diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra...
9 Mayıs 2015 - 0 yorum
Farz namazlar cemaatle eda edilirse “ta’zim” nimetin sahibine en üst perdede arz edilmiş olur. Namazları cemaatle kılmaları için erkekleri camiye davet eden Allah Resulü (sallahu aleyhi ve sellem) nafileleri kılmaları için ise onları evlerine yönlendirmiştir. Farz için kemal vesilesi olan...
9 Mayıs 2015 - 0 yorum
Yaradılış gayemiz göz önüne alındığında esas sorunumuzun hayatımızın amacını yani akidemizi kaybetmek olduğunu görürüz. Yaradılış gayemize Zariyat-56’da cevap buluyoruz. Diyor ki Cenab’ı Hakk; ‘Ben, cinleri ve insanları ancak Bana kulluk etsinler diye yarattım.’ Uluhiyet ilkesinin anlaşılması akide şiarının benimsenmesiyle mümkün....
9 Mayıs 2015 - 0 yorum
Fudayl bin Iyâz -kuddise sirruh-:
“–Kur’ân kendisiyle amel edilmek üzere inzâl buyruldu. İnsanlar ise onun sadece okunmasını amel edindiler!” demişti. Bunun üzerine ona:
“–Kur’ân ile amel nasıl olur?” diye soruldu.
Hazret şu cevâbı verdi:
“–Helâl kıldığı şeyleri helâl, haram kıldığı şeyleri haram kabul edip...
8 Mayıs 2015 - 0 yorum
ZÜHD NEDİR?
Bu itibarla zühd, fakirlik değil; zengin-fakir her mü’mine gereken bir kalbî tavırdır. İlâhî takdir neticesinde zâhiren fakr u zarûret içinde yaşayan bir kimse, kalben dünyevî arzular peşindeyse, o da, zühd ve istiğnâ ehli sayılmaz. Zira zühd ve istiğnâ, kaderin...