Tesettür kavramı konuşulduğunda, insanlarda oluşan ilk algı “kadın tesettürü” oluyor. Erkeklerin tesettürü söz konusu olduğunda ise “erkeğin tesettürü, göz kapaklarıdır” gibi bir kolaycılığa kaçılıyor. Peki İslam’da erkeklere tesettür emri var mıdır? Varsa ölçüsü nedir?
Tesettür, “avreti kapatmak/örtmek” demektir. Kadının da avreti vardır, erkeğin de. Bunu, Hz. Adem ve Hz. Havva’nın yasaklı ağaçtan yemelerini ve bu nedenle cennetten kovulmalarını bildiren ayetlerden şöyle anlıyoruz :
Böylece (şeytan) onları aldatarak aşağı sarkıttı (önceki mevkilerinden indirdi). Ağacı(n meyvesini) tadınca, ayıp (avret) yerleri kendilerine göründü ve cennet yapraklarını üst üste yamayıp üzerlerini örtmeye başladılar. Rabbleri onlara seslendi :
«Ben sizi o ağaçtan men etmedim mi ve şeytan size apaçık düşmandır, demedim mi?»
| A’râf Suresi / 22. Ayet Meali
Kur’an-ı Kerim, olayı anlatırken, “Avretleri ortaya çıktı, kendilerine göründü” diyor. Avret sadece kadın konusu olsaydı “Havva’nın avreti göründü” der, Hz. Adem aleyhisselâm‘ı zikretmezdi. Ayetten açıkça anlaşılıyor ki hem kadının hem erkeğin avret bölgesi vardır. Fakat avret bölgesinin ölçüsü konusunda erkekle kadının farkı vardır. Kadında el, yüz ve ayak kısmı hariç, geri kalan kısımlar avrettir. Erkek de ise diz kapağından göbek deliğine kadar olan kısım avrettir.
Bazı âlimler, “Kalçalar ve hizasındaki ön kısım avrettir” demişlerdir. Rakamla ifade etmek gerekirse ümmetin %95’i “Diz kapağı ve göbek arası avrettir” demiştir. Dolayısıyla bir kadının (el, yüz ve ayak dışında) vücudunu nasıl örtmesi gerekiyorsa, erkeğin de bu avret bölgesini (diz kapağı ve göbek arasını) örtmesi farzdır. Erkek, sadece kadınların yanında değil başka bir erkeğin yanında da avret yerlerini örtmek zorundadır. Bu filan görüş, falan âlimin içtihadı değildir. Kaynakları hadis-i şerifler olan naslarla sabittir.
Bir ayet-i kerimede Allahu Teala avret yerlerini örtmemiz gerektiğini şöyle buyuruyor :
Ey Âdemoğulları, size ayıp (avret) yerlerinizi örtecek giysi, süslenecek elbise indirdik. Hayırlı olan, takva elbisesidir. İşte bu(nlar), Allah’ın âyetlerindendir, belki düşünüp öğüt alırlar.
| A’râf Suresi / 26. Ayet Meali
Peygamber Efendimiz aleyhissalatu vesselam’ın “çıplak olarak yürümeyiniz!” şeklinde buyurduğu yani erkeklere tesettür emrini verdiği bir hadis-i şerifi sahabe efendilerimizden El-Misver bin Mahreme radıyallahu anh şöyle anlatmıştır :
Ağır bir taşı taşır olduğum halde geldim, üzerimde ise hafif bir izar (peştamal gibi belden aşağı giyilen elbise) bulunuyordu. Taş benimle beraber iken izarım çözüldü. Taşı yerine ulaştırana kadar izarımı yerine koyamadım.
Bunun üzerine Rasulullah aleyhissalatu vesselam :
‘Elbisene dön ve onu al, çıplak olarak yürümeyiniz!’ buyurdu.
| Müslim 341/78
Suffa sahabeleriden olan Abdurrahman bin Cerhed radıyallahu anh şöyle dedi :
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem bizim yanımızda oturdu. O anda benim bacağım açık bulunuyordu. Rasulullah bana :
‘Baldırını ört! Kuşkusuz o, avrettendir! Baldırın avret olduğunu bilmedin mi?’ buyurdu.
| Ebu Davud 4013, Tirmizi 2795, El-Menahi 3/191
Rasulullah’ın bu uyarısı, mü’minlerin avret yerlerini örtmeleri gerektiğini bize açık bir şekilde bildirir. Başka hadis-i şeriflerde ise Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed aleyhissalatu vesselam erkeklerdeki avret bölgesini şöyle buyurmuştur :
Göbekle iki diz arası avret yeridir.
| Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 18
Diz kapağı avret yerindendir.
| Zeylai, Nasbu’r-Raye, I, 297
Peygamberimiz Hz. Muhammed aleyhissalatu vesselam’ın “mü’minin kıyafetinin, bacağının yarısına kadar uzanması gerektiği“ni söylediği hadisi Alâ İbn Abdirrahman babasından şöyle naklediyor :
Ebu Said radıyallahu anh’e izar (peştamal gibi belden aşağı giyilen elbise) hakkında sordum. Dedi ki :
Tam bilene düştün! Rasulullah aleyhissalâtu vesselâm şöyle demişti :
“Mü’minin izarı bacağın yarısına kadar uzanmalıdır. Burası ile topuklar arasında olmasının da bir günahı yok. Ama topuktan aşağı inen kısım ateştedir. Kim de, gururla izarını (yerde) sürürse kıyamet günü Allah ona (rahmet) nazarı ile bakmaz.”
| Muvatta, Libas 12, (2, 914, 915); Ebu Davud, Libas 30, (4093); İbnu Mace, Libas 7, (3573)
(Ebu Davud’un rivayetinde “kıyamet günü” ibaresi mevcut değildir.)
İslâmiyet, belli bir kıyafeti ve giyimi emretmez yani mü’minleri belli bir kalıbın içine sokmaya zorlamaz. Ancak bir mü’min ne giyerse giysin, giydiği kıyafet avret yerini mutlaka örtmeli, bakanları tahrik edecek şekilde dar ve kısa olmamalıdır. Erkek hiçbir şekilde tahrike ve fitneye sebep olacak şekilde dar ve kısa elbiseler giymemeli ve bu konuda çok dikkatli olmalıdır. Kur’an‘da Rabbimizin “kendini/ırzını koruyan mü’minler”e müjdesi şöyledir :
Şüphe yok ki müslüman erkeklerle müslüman kadınlar, mümin erkeklerle mümin kadınlar, itaat eden erkeklerle itaat eden kadınlar, sadık erkeklerle sadık kadınlar, sabreden erkeklerle sabreden kadınlar, mütevazi erkeklerle mütevazi kadınlar, sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkeklerle oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkeklerle ırzlarını koruyan kadınlar, Allah’ı çok zikreden erkeklerle Allah’ı çok zikreden kadınlar var ya, işte onlar için Allah bir mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır.
| Ahzâb Suresi / 35. Ayeti Meali